31 Aralık 2013 Salı

MUTLU YILLLLLLAAAAARRRRR!!!!


Sevgi, saygı, mutluluk, para, bereket, sağlık, huzur, aşk, eğlence, neşe, keyif dolu muhteşem bir yıl olsun 2014! Mutlu yıllllllaaaarrrrrr!!!

17 Aralık 2013 Salı

#BLOGFIRTINASI 17.GÜN & #YEMEK FIRTINASI 10.GÜN


Blog fırtınasının bugünkü ödevi en güzel tatilinizi yarattığınız bir karakter yaşamış gibi anlatın... Karakteri yine bizzat kendim olarak belirliyorum. Turizmde çalıştığım için benim tatiller hep kış döneminde olur. Eşim de ben de zaten tüm gün otelde olduğumuzdan ailemizle birlikte, onları ziyaret ederek tatil yapmayı tercih ederiz. Benim en güzel tatillerim kuzenlerimle birlikte olduğum, bol sohbet ve dertleşmeli tatillerimdir. Özellikle de kız kıza yaptığımız partiler çok keyifli geçer... Bu partilerde mutlaka bir şeyler yapılır, yenilir, içilir... Benden de en çok ekler veya truffle yapmam istenir. ( ahanda yemek fırtınası ödevine de bağladım)

Truffle ( Çikolatalı Toplar )

Kek (Genelde kakaolu kullanılır ama ben sade de kullanıyorum )
Reçel (istediğiniz çeşit olabilir)
1 paket krema
200 gr bitter çikolata (bitter ağır gelirse 100 gr kullanın, diğer 100 gramı da sütlü çikolata kullanırsınız)

Üzeri İçin
Kakao
Hindistan Cevizi
Renkli şekerler

Kek ve reçel konusunda ölçü veremiyorum. Çünkü benim buzluğumda mutlaka pandispanyalarımdan kalan traşlanmış kekler olur... Onları robottan geçiririm ve buzluğa atarım. Robottan geçirilmiş kekleri geniş bir kabın içerisine alın ve yavaş yavaş ekleyeceğiniz reçel ile birlikte yoğurmaya başlayın (isterseniz içine robottan geçirilmiş fındık da ekleyebilirsiniz). Kurabiye hamuru gibi bir kıvam elde ettiğinizde buzdolabında 30 dk. kadar dinlendirin. Dinlenen hamurunuzdan ceviz büyüklüğünde yuvarlaklar yapın ve bir kenara bırakın. Bu arada kremayı kaynama noktasına gelene kadar ısıtın ve ocağın altına kapatıp hemen çikolatayı içine atıp eritin. Eriyen çikolatalı sosun içerisine  elde ettiğimiz ceviz büyüklüğündeki topları bulayın ve yağlı kağıda alın. Çikolatalı toplarınız soğuyunca kakao, hindistan cevizi, renkli şekerler, fındık, fıstık ne varsa evde ona bulayın. Afiyet olsun...

16 Aralık 2013 Pazartesi

#BLOGFIRTINASI 16.GÜN & #YEMEKFIRTINASI 9.GÜN




Bugün blog fırtınası ve yemek fırtınası ödevleri birbiriyle paralel oldu. Haydi bakalımmmm ıspanak sevdirme zamanı... 

Mutfakla aram çok iyi olan birisi olarak yıllardır el açması böre yapmaya hep üşenmişimdir. Hep kolay bir el açması böre tarifi aramışımdır. Geçenlerde pazar günü kahvaltısı için değişik bir şeyler ararken çok pratik bir el açması börek tarifi buldum; üstelik de malzemeler oldukça azdı. Sevgili Funda hanımın blogunda bulduğum bu börek artık benim favorim hep yapması kolay hem prtaik hem de ekonomik daha ne olsunnn!!! 

Börek zeytinyağlı olduğu için açması da çok kolay oldu. Ben içine patates ve ıspanak koydum. Siz istediğiniz malzemeyi koyabilirsiniz.  Ağızda dağılan bu nefis böreği hemen denemelisiniz. İşte size tarif:

1 su bardağı zeytinyağı
1 su bardağı su  
4 su bardağı un  
Biraz da tuz
Bütün malzemeleri karıştırdıktan sonra hamuru iyice yoğurun ve ikiye ayırıp dinlendirmeye bırakın. Bu arada iç harcınızı hazırlayabilirsiniz. Dinlenen hamurun bir parçasını tepsinize göre (çok ince ya da çok kalın olmayacak şekilde) açın. Hamuru tepsiye yerleştirin ve elinizle bastırarak açtırın. İç harcını koyduktan sonra diğer hamuru da aynı kalınlıkta açıp iç harcın üzerine kapatın ve kenarlarını parmaklarınızla bastırarak birleştirin. Fırına vermeden önce istediğiniz gibi dilimleyin ve üzerine hiç bir şey sürmeden 180 derecede ısıtılmış fırında pişirin.
 
NOT: Bu arada yemek konusunda beni hiç üzmeyen eşimin sevmeden yediği iki yemek vardır biri ıspanak diğeri de pırasa, en çok bu tarz börek içinde yedirmeyi tercih ediyorum. Eşime yemek konusunda beni üzmediği için çoookkk amaa çooookkk teşekkür ediyorum. Seni seviyorum aşşşkıııııııııımmmm!!!

15 Aralık 2013 Pazar

#BLOGFIRTINASI 15.GÜN & #YEMEKFIRTINASI 8.GÜN

Kuzenlerimle Ankara'daydık ve evin büyükleri tarafından bir nedenle dışarı çıkmamız yasaklanmıştı. (Nedenini şu an hatırlamıyorum.) Ama dışarı çıkıp gezmek, dolaşmak istiyorduk. Evin büyükleri gezmeye çıkar çıkmaz hoop biz de sokağa attık kendimizi, gezdik dolaştık. Eve onlardan önce ulaşmamız gerekiyordu, atladık taksiye; yolda ışıklarda durunca yan kafayı bir kaldırdık ki yan otobüste bizim büyükler. Taksinin içinde saklanışımızı görmeniz lazım, taksici ne olduğunu anlayamadı; şaşırdı. Bizden çıkan tek söz abi haydi bas gaza bas gaza oldu. Sonuç olarak 10 dakikalık bir farkla eve büyüklerden önce gelebilmiştik ama yaşadığımız stresi tahmin edemezsiniz. :) 15. gün blog fırtınası ödevinde iyi ya da kötü bir çocukluk anınızı şimdiki aklınızla yazındı... Şimdiki aklımız olsaydı mutlaka büyüklerin peşine takılırdık oldu da kabul etmediler mi yine gezer tozar gizlice dışarı çıkardık...

Gelelelim yemek fırtınası ödevine... Sağlıklı bir tarif... Bu tarif sevgili Taylan Kümeli'nin tarifi...

Domates Çorbası (Bakliyatlı)

1 orta boy tencereye aldığı kadar su
3 adet domates
1 yemek kaşığı haşlanmış nohut
1/2 demet maydonoz
4 yemek kaşığı kepekli pirinç
1 kereviz sapı
1 su bardağı haşlanmış kuru fasulye
1 tutam kişniş
1/2 limon suyu
7-8 adet tane karabiber

Domatesleri rendeleyelim ve kereviz sapını ince ince doğrayalım.Maydonoz hariç tüm malzemeyi tencrenin içine alalım. Kaynatmaya başlayalım kaynadıktan sonra maydonozları da ekleyip 5 dakika daha kaynatalım. Afiyet olsunn...

NOT: Karanlık olunca foto biraz kötü çıktı ama idare edin...

14 Aralık 2013 Cumartesi

#BLOG FIRTINASI 14.GÜN & #YEMEK FIRTINASI 7.GÜN VEEEE ZEPPOLE





Fırtınalı ve karanlık bir geceydi, şimşekler çakıyordu ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Araba kullanmak oldukça güçtü, sonunda ışıkları gördüm evimi gördüm. Oradaydı sımsıcak, tarçın kokulu evim. Tüm korkularım yok olmuştu. Evin önüne geldim, arabayı park ettim. Kapıyı açtım, huzurun kokusunu içime çektim. Güzel sıcak bir duş aldım ve şükrettim. Eşimin yaptığı sıcak kahveyi yudumlamaya başladım sevdiğimin kollarında... Mutfağa gittim, bir tabak aldım ve içine Zeppole koydum. Kahve ile harika oluyor benden demesi...

ZEPPOLE özellikle italyanların çok yaptıkları bir lezzet. Aslında İtalyanların donut'ı da diyebiliriz. Hamuru bizim profiterol hamuruna benziyor. Ben sevgili Lale Karabulut'un "Kaynana Çatlatan Tarfiler" kitabından buldum denedim, sonrasında da biraz araştırma yaptım.

Tarifi kitaptaki gibi aktarıyorum.( Ben yarım ölçü yaptım.)

Malzemeler
25 gr şeker
2 tutam tuz
1/2 litre su
150 gr tereyağı
300 gr un
400 gr yumurta
Kızartma yağı

Kreması için
1/2 litre süt
5 yumurta sarısı ( bana fazla geldi o yüzden azalttım)
150 gr şeker
60 gr un
1 tüp vanilya aroması

Tuz, şeker ve tereyağını suda eritelim ve ardından da kaynatalım. Hızlıca çevirirken unu ilave edelim ve topak oluşmaması için hızlıca karıştıralım. 1-2 dakika pişirelim. Daha sonra her seferinden bir yumurta ve bir parça vanilya aroması ekleyelim. Yağlı kağıttan bir kenarı 10 cm olan kareler keselim. Karışımdan azar azar krema torbasına dolduralım ve kağıtların üzerine çapı 6-7 cm simit şeklinde yuvarlaklar sıkalım.

Derin bir tencerede yeterli miktarda kızartma yağını kızdıralım ve sıktığımız hamurları kağıtlarla birlikte yağın içine atalım. Altın sarısı bir renk alınca süzdürüp yağdan çıkaralım ve kağıt havlu üzerine alalım.

Krema için yumurta sarılarını şekerle çırpalım, köpüklenince unu eleyelim. Karıştırmayı bırakmadan üzerine azar azar süt ilave edelim. Devamlı karıştırarak kremayı ocağa alalım, kısık ateşte göz göz olana kadar pişirelim. Vanilya ile tatlandıralım. 

Kızarmış hamurları krema ile dolduralım. Ben bir kısmını kızardıktan sonra tarçınlı şekere buladım.

13 Aralık 2013 Cuma

#BLOG FIRTINASI 13.GÜN& #YEMEKFIRTINASI 6.GÜN





2 gündür doktordu, hastaneydi, kan tahliliydi, fizik tedavi randevusuydu derken blog için yazı yazmaya halim kalmadı. Hadi bakalım ödev zamanı blog fırtınası için ödev hayalinizdeki ev ve yemek fırtınası için ödev evde en çok pişirilen kek hangisi?

Öncelikle hayalimdeki evin kocaman bir bahçesi olmalı; ağaçlar, çiçeklerle dolu yemyeşil bir bahçe. Köpeklerimiz için klübe de olmalı tabii kedilerimiz de rahatça gezinsinler. Bahçe de bir de havuz olmalı sabahları işe gitmeden ve akşamları da işten geldiğimizde yüzüp hem stres atıp hem de spor yapabileceğimiz. Giriş katında kocaman bir salon ve şömine olmalı, büyük büyük camları olan. Dostlarımızla soğuk kış günlerinde içeceklerimizi içip başında sohbet edebileceğimiz. Orta katta mutfak, banyo ve 1 oda olmalı tv seyretmek ve yatıya gelen misafirlerimiz için ve en son katta da büyük bir yatak odası ve banyo olmalı. Biraz da mutfaktan bahsedelim mi büyük bir mutfak olmalı, eee ne de olsa vaktimin çoğu orada geçiyor. Düzenli modern bir mutfak. Fırınından sürekli nefis kokular gelen, güzel bir mutfak. Eee mutfak demişken açık pembe, açık mavi ve krem rengin hakim olduğu bu güzel mutfakta şimdi nefis bir kek yapalım. Zerrin'im demiş ki en çok sevilen kekinizi yapın demiş. Bizim evde her zaman kek olur, ben bir kek delisiyim. Yaparım ve eş dostla paylaşırım.  Fotoğraftaki güzel hindistan cevizli yumuşacık leziz bir kek.

HİNDİSTAN CEVİZLİ KEK

3 adet yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı eritilmiş tereyağı
1 çay bardağı hindistan cevizi
1,5 - 2 su bardağı şeker ( ben genelde 2 bardak kullanıyorum )
3 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin

Üzeri için
1 paket krema
1 su bardağı pudra şekeri

Yumurta ve şekerleri krema kıvamına gelene kadar çırpın. Yağ ve sütü de ekleyip şeker eriyene kadar çırpın. Kuru malzemelerin tamamını sıvı karışıma ekleyin ve çırpın. 175 derece önceden ısıtılmış fırında 35 - 45 dakika pişirin. Kürdan testi ile kekinizin pişip pişmediğini anlarsınız.

Üzeri için de krema ve pudra şekerini şanti kıvamına gelen kadar çırpın... Afiyet olsun...

10 Aralık 2013 Salı

#YEMEKFIRTINASI 3.GÜN


Uzun ve soğuk kış günlerinde içimizi ısıtacak sıcacık içecekler vazgeçilmezdir. Üçüncü gün ödevimiz bu; biraz da yaratıcılığımızı konuşturmak lazım. Aslında kış için sıcak içecek deyince aklıma ilk önce sütlü lezzetler geldi ama bu sefer değişik olsun istedim. Kendimize severek hazırladığımız doğal meyve çaylarından birini sizlerle paylaşmak istedim.

Portakal Çayı Tarifi:
2 adet portakal
2 su bardağı su
2 dilim zencefil
6-7 adet karanfil
1 adet tarçın çubuğu

1,5 adet portakalın suyu sıkılır. Geri kalanı ince ince dilimlenir. Minik bir tencerenin içine su, portakal suyu, portakal dilimleri ve tarçın çubuğu konulur. 10 dakika kadar kaynatılır. ( portakallar suya rengini verene kadar.) Kaynamış olan çaya 2 dilim zencefil ve karanfiller de atılır ve 10 dakika demlemeye bırakılır bu esnada tencerenin ağzını kapatırsanız daha iyi olur. Son olarak isterseniz şeker veya balla tatlandırabilirsiniz veya benim gibi şekersiz tüektebilirsiniz. Sağlık olsun şifa olsun...

9 Aralık 2013 Pazartesi

#BLOGFIRTINASI 9.GÜN & #YEMEKFIRTINASI 2. GÜN






Bugün iki ödev de birbiri ile paralel gibi oldu. Böylelikle de işim kolaylaşmış olduuuu...

Ahşap masaları ve pembe renklerin hakim olduğu küçük bir cafede oturuyorum. Cam kenarıondan gelen gidene bakarken sıcacık, miss gibi demlenmiş çayımı da almışım yanıma ohhh keyiiiffff bu işte... Sonra masamın başında kafamı kaldırıyorum ve bir bakıyorum ki canımm arkadaşım, tatlım, balım gelmiş. Hemen ona da bir çay ve ıslak kek sipariş ediyoruz ve muhteşem bir sohbet başlıyor.

Aslında hepimizin bildiği bir tarif bu ama ben kış aylarında özellikle portakal suyu da ekliyorum.
Islak Kek Tarifi:

Malzemeler:
 1 paket tereyağı ( veya margarin)
 4 yumurta
 4 yemek kaşığı kakao
1/2 su bardağı süt
2 su bardağı şeker
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı un
1/2 su bardağı portakal suyu

Tereyağı veya margarini eritiyoruz. Yumurtaları ve şekeri, şeker iyice eriyene kadar çırpıyoruz. Sonra sütü, portakal suyunu ve erittiğimiz yağı ekliyoruz ve çırpmaya 1-2 dakika daha devam ediyoruz. Kakaoyu da ekleyip 2 dakika daha çırpıyoruz. Hazırladığımız bu sıvı karşımdan 1 su bardağı ayırıp kalan sıvıya 2 su bardağı unu eleyerek ekliyoruz.  Önceden ısıtılmış 175 derece fırında yaklaşık 35 - 45 dakika pişiriyoruz. Kürdan testi ile piştiğini kontrol ettiğimiz keki fırından çıkarıyoruz ve her tarafına gelecek şekilde ayırmış olduğumuz kakaolu sıvıyı kekin üzerinde döküyoruz. Soğuduğu zaman dilimleyerek servis ediyoruz.  Afiyet olsun...


8 Aralık 2013 Pazar

#BLOGFIRTINASI 8.GÜN & #YEMEKFIRTINASI 1.GÜN



Üç yumurtayı kırdım önce
Portakal dilimledim ince ince
Göz kararı da biraz süt kattım
Kalktım, sana kek yaptım
İnsan neler yapar isteyince
Bu bir şey değil düşününce
Ben de tarifi öğrenince, kalktım sana kek yaptım
Gözlerin dönmüş kızı görünce
Yerli yersiz bakıp sana gülünce
Ben de tesadüf o gece erken yattım
Bana kelek yaptın
İnsan neler yapar isteyince
Bu bir şey değil düşününce
Sen de elektriği hissedince
Kalktın bana kelek yaptın
Çırptım, çırptım, karıştırdım
Kendimi onunla yarıştırdım
Kimse kimseye benzemez
Kendimi kekle yatıştırdı.... 

Bu en sevdiğim şarkılardan biridir, o kadar çok şarkı var ki severek dinlediğim. Aralarından bana en yakın olanı seçmek istedim. Ödevler birken 2 oldu, şimdi de bize uygun #yemekfirtinasi başladı. İlk gün ödevi ilk yaptığınız yemek... Açık söylemek gerekirse ilk yaptığım yemeği hatırlamıyorum, ama ilk yaptığım tatlıyı çok iyi hatırlıyorum: Beze!! Aslında ödev gereği aynı tarifi tekrar yapıp fotoğraflayıp çekmek de gerekiyor... Fotoğrafı netten aldım ama tarifi hemen vereceğim. Bugünlük hocam idare edersin artık!!! Şimdi gelelim tarifimize...

3 adet yumurta akı
1 su bardağı toz şeker
1 fiske tuz
1 pakket vanilin

Şeker, tuz ve vanilini karıştırın. Yumurta aklarını mikserlr köpürene kadar çırpın ve kaşık kaşık karışımdan ekleyin. Kar gibi olup katılaşana kadar çırpın. Hazırlamış olduğumuz kremayı sıkma torbası ile fırın tepsisine sıkın ve önceden ısıtılmış 150 derece fırında 25-30 dakika pişirin. Afiyet olsun...





6 Aralık 2013 Cuma

MİSS GİBİ GEVREK POĞAÇA VE #BLOGFIRTINASI 6.GÜN

Hem ödevimi yaparım hem de tarifimi yazarım. Bugün ödev kolay...

Mutfakta penceremin önünde duruyorum, elimde mis kokulu sabah kahvem ve ben uzaklara dalıp gitmişim. Tembellik yapmak istiyorum bugün; ayaklarımı uzatıp uzanmak, biraz uyumak, biraz kitap okumak biraz biraz... Telefonu da kapatayım bugün kimse beni rahatsız etmesin. Kedilerim de uzansın yanıma, battaniyeyi çekeyim yüzüme kadar ohhh miss gibi bir uyku uyuyayım, dinleneyim. Aaaa bu ses de ne? Telefonun alarm sesi!!! Haydi kocacım kalk sabah oldu, işe gitme vakti... :D

Ödev bu kadar haydi gelelim şimdi poğaçamıza; tarif sevgili Pelin'ciğime ait. Kolaylık olsun diye buradan da paylaşacağım. Şimdiden afiyetler olsun...

Malzemeler:
100 gr soğuk tereyağı
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1 yumurta akı
1/2 çay bardağı soğuk su
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı sirke
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

İç malzemesi
Beyaz peynir
Kaşar Peynir
Maydonoz

2 bardak kadar unu eleyip yoğurma kabına alın; içine tuz, şeker ve kabartma tozunu alıp karıştırın. küçük parçalara böldüğünüz tereyağını una yedirerek ekleyin. Kırıntı şeklinde olunca zeytinyağı, sirke ve yumurta akını ekleyin ve elinize yapışmayacak bir hamur yoğurun. Un az gelirse ekleyin. Hamuru 10-15 dakika kadar dinlendirin ve ne istediğiniz iç malzemeyi hazırlayın.
Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın elinizle veya merdane ile açıp; iç malzemeden koyup kapatın. Üzerine yumurta sarısı sürüp, çörekotu ile süslediğiniz poğaçalarınızı 180 derece önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin. Afiyetler olsun...






5 Aralık 2013 Perşembe

#BLOGFIRTINASI 5.GÜN

5. gün ödevi: Bir rüyanızı veya kabusunuzu hikaye gibi yazın. Ayy geçenlerde gördüm bir rüya ama hayal meyal hatırlıyorum. Neyse deneyelim bakalım...

Tüm aile toplanmış güzel bir yemek yiyorlardı. Sofrada onlarca çeşit yemek, içecek ve çok keyifli bir sohbet vardı. Herkes neşe içinde birbirleriyle şakalaşıyor, şarkılar söylüyordu. Misafirlerin bir kısmı yatılıydı, diğerleri evlerinin yolunu tuttuktan sonra kahveler pişirildi ve keyifli bir sohbet devam ediyordu. Birden sokak kapısı yumruklanmaya başladı ve içeriye polisler girdi. Herkes şaşkındı. Ben içerideydim. Birden babam geldi yanıma ve "Hemen buradan gitmelisin, masum olduğunu biliyorum ancak polis seni arıyor" dedi, tam o sırada yanımıza bir polis geldi ve benim kaçmama yardım etti. Çok sevdiğim bir arkadaşımın arnavut kaldırımlı yolları, küçük bir bahçesi ve içerisinde rengarenk çiçekleri olan beyaz evinin önüne kadar geldik. Burada saklanacaktım, masumdum ama bir şey yapamıyordum. Bir süre geçtikten sonra bana yardım eden polis tekrar geldi ve "beraberce bir yere gitmemiz gerekiyor, orada senin suçsuzluğun ıspat edilecek" dedi. Gittik ve asıl suçlu orada beni görünce her şeyi itiraf etti. Suçsuzluğum ispat edildi. Ben gözyaşları içerisinde şükürler ediyordum, babam geldi ve sıkıca sarıldı. O bana en başından beri inanmıştı.

Vallahi sevgili okuyucu rüya zaten saçmasapandı, ben de yorgunluktan ne yazdığımı tam da anlamadım. Ödev ödevdir, en azından yaptım değil mi?

4 Aralık 2013 Çarşamba

#BLOGFIRTINASI 4.GÜN





İşte 4. gün ödevimm....

Bir küçük kız çocuğu varmış, adı da Pıtırcıkmış. Dünyada en çok sevdiği kişi dedesiymiş. Özel bir bağ varmış aralarında, hem de çok özel bir bağ.  Öyle ki dedesinin canı acısa kızın da canı acırmış... Dedesi nasıl severse o da öyle severmiş yemekleri, hatta dedesi seviyor diye futbol bile severmiş, maç izlemeye gidermiş. En mutlu olduğu zamanlar dedesi ile geçirdiği zamanlarmış, ilk aşkını, ilk hayallerini tüm ilklerini dedesiyle paylaşırmış. Bu özel ilişki sebebiyle lakabı "Heidi" olmuş Pıtırcık'ın. Uykusu geldiğinde dedesinin saçları ile oynarmış ve çok severmiş dedesinin koynunda uıyumayı. Hiç ayrılmak istemezmiş ya dedesinden ama hayat işte bir gün ölüm hak vaki olmuş ve Pıtırcık kendisini çok yalnız, mutsuz hissetmiş. Günlerce aylarca yüreği yanmış, acısı dinmemiş. Hayat devam ediyormuş etmesine ama, Pıtırcık'ın bir yanı hep eksik hep yarım kalmış. Ama biliyormuş ki dedesi yukarılardan bir yerlerden onu izliyor ve onun yanında... Seni seviyorum dedeciğim...

3 Aralık 2013 Salı

#BLOGFIRTINASI 3.GÜN


Bu şekilde seçim yapmak çok zor oldu, dünyanın neresine gitmek istersin ve oradaki deneyimin nedir? İşte bu 3. gün ödevi, kazıkmış ama yaaa...

Düşündüm, düşündüm bir sürü ülke geldi aklıma ne kadar çok yere gitmek istiyormuşum meğerse. Ama sonra çok uzaklarda olmayan, insanlarını çok sevdiğim güzel bir ülke geldi aklıma. Hem yeşil hem mavi, karlar altında, medeni, yolları buz tutmasın diye altında özel bir ısıtma sistemi yapılan, kültür seviyesi çok gelişmiş muhteşem bir ülke... İsviçre...

Ama beni en çok etkileyen çeşit çeşit çikolatası, dünyanın hiçbir yerinde İsviçre çikolatası gibisi yok, olamaz da... Evet İsviçre'ye gitmek her yerini güzelce gezdikten sonra bir çikolata workshop'una katılmak ve dalıp gitmek istiyorum. Çikolata, süt, kakao kokusu sarsın her yerimi ve mümkünse ben oradan günlerce çıkmayayım. Sonra da yaptığım nefis çikolataları kilo kilo buraya sevdiklerime getireyim. Onlarla paylaşayım. Offf burnuma kakao ve çikolata kokusu geldi bileeee......
 Çikolata aşkınaaaaaaaaaa...


2 Aralık 2013 Pazartesi

BLOG FIRTINASI #2.GÜN




İlk adımınız ufak bir adım gibi gelebilir. Önemli değil. O adımı atın, kalanı iplik söküğü gibi gelecektir. Biz, size adım adım yol gösteririz. İnancınız, bir sonraki adımın ne olduğunu görmenizi sağlayacak. Bilin ki her adım çok değerli ve biz her adımınızda yanındayız, size destek oluyoruz.
Başmelek Mikail
Kitap: Meleklerle Yaşamak - Beki İkala Erikli

Blog Fırtınası ikinci gün ve ödev Herhangi bir kitabın, herhangi bir satırını yazın diyordu ama ben bir paragraf yazdım. Bilmiyorum Melekler ile aranız nasıl ama, benim çok iyi, her gün minik mucizeler yaşıyorum onlar sayesinde. Hayat artık daha kolay, daha keyifli. Yaklaşık bir yıldır onlarla çalışıyorum ve Yüce Allah'ın izni ile onlardan yardım istiyorum. İsteklerim gerçekleşiyor, bazıları yavaş yavaş oluyor - doğru zamanda ve doğru yerde- bazıları ise hemen. Eğer siz hala Meleklerle tanışmadıysanız mutlaka tanışın ve onlardan yardım isteyin derim ben.

Sevgi ve ışıkla kalın...



1 Aralık 2013 Pazar

İREM&HASAN'IN DÜĞÜN PASTASI


Bir varmış bir yokmuş...
Geçen hafta teslim ettiğim bu pasta açıkcası beni biraz yordu. Zaten kolum düştüğümden beri acıyordu, bir de bu devasa pastayı kaplamak hamurları açmak biraz zorladı. Ama son halini gördüğümde ve hem düğün sahiplerinin, hem gelen misafirlerin hem de sosyal medyada paylaştığımda görenlerin yorumları ve beğenileri beni çok mutlu etti. İnanılmaz keyiflendim.


İrem & Hasan'a bir ömür boyu mutluluklar diliyorum. Çok özel bir düğün oldu, her şey en ince detayına kadar tasarlandı, hazırlandı. Hayatlarının da böyle güzel ve masal gibi geçmesini dilerim... 


Bu haftayı güzel bir pasta ile sonlandırmak istedim. Umarım sizler de beğenmişsinizdir...